sonbahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sonbahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2013 Perşembe

Tatil, bisiklet ve sonbahar

Kuşadası-Gün Batımı
Kendini işsiz sanacak kadar çok uzun süren tatil biter. Kilo aldığını fark edersin.  Yemek yapma, düşünme, fotoğraf çekme, öylesine durma ve tekrar düşünme fırsatın olmuştur bolca. Senden hiç bir şey beklenmemiştir bu süre zarfında, hiç bir sorumluluk yoktur omuzlarında. O yüzden, bolca düşünürsün mutlu musun, beklenti içinde mi, pişman mısın, müteşekkir mi..,

Bazı duygular keşfedersin içinde, aynı bisiklete binmek gibidir bu hisler de: uzun süre içinde hissetmediğinden gitmiş sanırsın ama bir gülüş, bir söz, bir tadla geri döner. Birazcık için sızlar sonra gerçek dünyaya dönersin o hislerin cazibesine kapılmadan; çünkü arkasından gelecek gözyaşları korkutur gözünü. Birazcık anımsayıp güzel yanlarını hissettiklerinin, birinin arkasına bile bakmadan çekip gitmesini izler gibi öylece izlersin. Bisiklet sürerken rüzgarın yüzüne çarpması sarhoş etmiştir zamanında seni de, bir daha bisiklete binmek istemeyecek kadar kötü düşmüşcesine veda edersin o hislere işte.  

Yoğunluktan bunları düşünmeye fırsatının olmadığı, seni içine alan, yoğuran, değiştiren, özlem dolu ama yenilikleri de içinde barındıran ve sürprizleri olduğunu umduğun şehir artık seni çağırmaktadır. Dönüş valizine tüm getirdiklerinin yanında bu duyguları yerleştirip o şehre koşarsın. Umut ederek; bir gün bisikletten düşmüş birinin bisiklete korkmadan binebilecek cesareti tekrar içinde hissedebileceğini. 

Nice uzun, kafa dinlemeli, sorgulamalı tatillere..


Şirince yolları-Basmaya kıyamam

17 Eylül 2013 Salı

Eylül'de Murakami Başkadır



Bu yıl çabucak Eylül oldu, Eylül oldu ve hava çabucak soğudu. Eylül her sene olduğu gibi bu yıl da huzur dolu.


Bu yılki Eylül’üme Haruki Murakami damgasını vurdu. Yazın okunan 1Q84’ün etkisiyle, “Sputnik Sweetheart”ı bitirdim, yetmedi Sahilde Kafka’ya başladım bu ay; ve öteki dünyaların öyküleri yeni yeni soğumaya başlayan, bir ılık bir serin, kararsız havaya çok yakıştı! Bu Eylül Haruki Murakami’nin kitapları Hermann  Hesse’in yanında yerini aldı en favorilerim arasında.


Hermann Hesse’in hikayelerindeki “büyünün” farklı bir coğrafyaya uyarlanmış halini buldum Murakami’nin kitaplarında. Çok mutlu oldum! Sidarta ile Hindistan’a gitmek istemiştim 13 yıl önce, şimdi koşa koşa Japonya’ya!


Kitapta anlatılan Japon karakterleri canlandırdım kafamda, kitaptaki kahramanların dinledikleri müzikleri dinledim tekrar tekrar. Kitabı sadece okumadım..merak ettim-okudum, okudum-şaşırdım, şaşırdım-hayran oldum, hayran oldum-araştırdım, araştırdım-öğrendim kitabı okudukça.


Bu Eylül de şaşırtmadı beni huzur doldu, bana yeni başlangıçlar sundu.


Şimdi sıra tüm koşturmaca ve telaşın ardından karbeyaz Ocak’ta.. O zamana kadar herkese huzur dolu bir sonbahar diliyorum!


İlk göz ağrısı..1Q84

Milan-Sputnik Sweetheart

Sıradakiii!
Trende Murakami keyfi:)


30 Ekim 2012 Salı

Ege'de sonbahar..

Her zaman koşturmacalı, hareketli tatiller yapamam; bazen durup hem zihnimi hem bedenimi dinlendirmem gerekir. Şimdi de Ege'deyim mevsimlerden en sevdiğim: ilkbahara özenen bir sonbahar. Etrafta yalnıca bir zamanlar sahibi olan terkedilmiş köpecik ve kediler, ucan kuşlar, ılık deniz ve ıssız kumsal, çiseleyen yağmur, toprak kokusu, çiğ taneleri ve ardından açan sıcacık güneş.. işte Ege'de bir sonbahar ve uzatmali tatilimden bazı ANlar..
Zıt istikametlere doğru yola cikarken

Sahildeki siteye terkedilmiş köpecik. İlk gun geldi, yemek yedi, oynadi sonra ortadan kayboldu:(

Hergün yemek saatlerinde yanımıza gelen ziyaretcimiz:)


Heryer mandalina dolu..bol bol doğal C vitamini.


Annem babam reçel yapmak için ayva soyarken..tabi ki ayvalar da agaçtan.


Henüz Ekim, havalar da hala guzel. Nerede bu insanlar?


Onlar gitmiş kopekleri kalmis geride.


Son bir kez kana kana su icmek istercesine, yere dusmus yaprak taneleri.


"Bir ciğ tanesi ol, kon dilimin ucuna.."


Sahile giden sokak da boş. 


Sarılalım, sarmaşalım da kurumasın canlansın der gibi.


Palmiyeler hep mutlu sanki.


Gökyüzü kumsalla bulusunca.


Şirinlik.


KEYİF!


DOST
 Bu kedicik de önümüzdeki yaza kadar yalniz:( Bekçiler besliyor yazlikçi sahipleri gelene kadar..


Asil.


Gercek ekmek odun ateşinde piser!


Eskiden kalma mutfak aletleri.


Ablam hep yanimda.


Ipek bocegi tirtiliymis bu..


CUMHURIYET BAYRAMI
 250 yasindaki dev cinar agaci, adi da demokrasi..




29 Eylül 2012 Cumartesi

Eylul biterken..




Sonbaharin belki de yilin en guzel ayi, ismi bile kulaga hos gelen Eylul. Uzun zamandir gecirdigim en tatsiz yila elveda demeye beni hazirlayan Eylul. Umut etmemeye her soz verdigimde sari yapraklara ragmen icimde umutlar yeserten ve deger verdigim insanlari yeniden gozden gecirmemi kulagima fisildayan Eyul.

Sana bir hoscakal demeden bitmeni istemedim. Bu harika havalar icin sana tesekkur etmeden gitmeni istemedim. Saridan, turuncudan, beyazdan ve renk renk ciceklerden sonra yeniden gorusmek uzere seneye..