20 Eylül 2011 Salı

Büyüdükçe biz değişirken..

Küçüktük..ama vücudumuzdan çok bakış açımız küçüktü onu bilmezdik. Kocaman hayallerimiz, kendimize göre değişmez doğrularımız vardı. Dışarıdan nasıl göründüğümüzün farkına varmazdık. Kurallar saçmaydı, zorunluluklar gereksiz, mutluluklar anlık, üzülmek çok kolaydı. Hayat ne kadar basitti bize. Aslında tüm sorunlarımızın bir çözümü varken biz dünyanın en şanssız insanı sayardık kendimizi.
Sonra kurallara uymanın bazen işe yaradığını hatta kendi kurallarımızı oluşturduğumuzu gördük. Mutlu olmak zorlaştı, sorunlar çoğaldı, çözümleri azaldı. Hastalıkla, ölümle tanıştı bazılarımız. “Hayat zor!”un gerçekten ne anlama geldiğini yavaş yavaş kavramaya başlamıştık. Stres sardı dört bir yanımızı. İş hayatı, trafik, çevre baskısı, maddi zorluklar, hastalıklar, ülke sorunları diye sürer giderdi stres kaynaklarımızın listesi.
Bir şekilde tutunmak gerekiyordu yaşamaya. Yeni trendler ortaya çıkıyordu her alanda. Spor yapın, pozitif düşünün, sağlıklı yaşayın, empati kurun, duyarlı olun vs. vs. Aslında hepsi, tüm bu trendler anlık mutluluğu öğütlüyordu. Zorunluluklar ve kuralları yumuşatmaya onları katlanılabilir kılmaya çalışıyordu. Bir nevi o çocukluktan gençliğe adım attığınız o dönemdeki gibi yaşayın diyordu.
Yaşımız ilerledikçe önce katılaşmayı sonra rahatlamayı öğretiyordu hayat bize.
O yüzden sanırım hoşgörümün artması anlayışsız insanlara. Kolayca ağlayıp, kolayca gülmem o yüzden.  Sezen Aksu konserine henüz gitmeden, “Eskidendi” şarkısını mırıldanıyorum; belki tüm anlatmak istediklerim o şarkıda. İçimde nedensiz bir özlem, şükrediyorum hayatımdaki tüm hoşnutluklara…
ESKİDENDİ
hani erken inerdi karanlık
hani yağmur yağardı inceden
hani okuldan, işten dönerken
ışıklar yanardı evlerde
hani ay herkese gülümserken
mevsimler kimseyi dinlemezken
hani çocuklar gibi zaman nedir  bilmezken
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi
çok eskiden
şimdi ay usul, yıldızlar eski
hatıralar gökyüzü gibi
gitmiyor üzerimizden
geçen geçti
geçen geçti
hadi geceyi söndür kalbim
şimdi uykusuzluk vakti
gençlik de geceler gibi
eskidendi
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi
çok eskiden
hani çerçeveler boş
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi
çok eskidendi
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
kimse bize ihanet etmemiş
bizi kimseyi aldatmamışken
hani biz kimseye küsmemiş
hani hiç kimse ölmemiş
eskidendi
çok eskidendi
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi
ah eskiden

Yorum : Sezen Aksu
Şiir : Murathan Mungan
Müzik : Atilla Özdemiroğlu

2 Eylül 2011 Cuma

Sitem..

Nasil yasanir ask aci cekmeden, umut etmeden, umudu kirilmadan. Nasil yasanir beklentisiz, kosulsuz sartsiz..nasil yasanir ask ilk gunku gibi, ilk bakis ilk seni seviyorum deyis kadar heyecanli..nasil yaratilir gozlerdeki o eski parilti..cekip gidesim gelir anlayissizliklara carpinca kalbim. Yine tuz buz olunca cekip gidesim gelir. Dayanamam tukenmelere tuketmelere..anlatamam derdimi, sozcuklere dokunce kifayetsiz kalir..artik gelmesen de olur, ben cagirmadan gelmene kapilmistim..ozlemesen de olur, bensiz uyandigin bir sabah ozledigini soylemen sarmisti icimi. Tutmasan da olur ellerimi, sahipsiz kedi gibi kapida kalmis hissederim yine yanimda umarsizca yururken sen..baska ciftlere bakar eskiyi ozlerim, ellerinin sicakliginda kaybolusunu ellerimin. Gel demesen de olur gidemesem de artik tam yaninda degilken. 

Yine dudaklarimda o asina tuzlu tat yanaklarimdan dokulen. Yeniden ogrenilir mi sensiz yasamak. Sensiz yasamaya adim atma cesareti gosterilir mi?

Not: Not defterimde buldugum bir ic dokus yazisi. 9 Agustos'ta yazilmis. O harfler disa ciktikca bir terapi etkisi gosterir bende:)