Bu yıl çabucak Eylül oldu, Eylül oldu ve hava çabucak
soğudu. Eylül her sene olduğu gibi bu yıl da huzur dolu.
Bu yılki Eylül’üme Haruki Murakami damgasını vurdu. Yazın
okunan 1Q84’ün etkisiyle, “Sputnik Sweetheart”ı bitirdim, yetmedi Sahilde Kafka’ya
başladım bu ay; ve öteki dünyaların öyküleri yeni yeni soğumaya başlayan, bir
ılık bir serin, kararsız havaya çok yakıştı! Bu Eylül Haruki Murakami’nin
kitapları Hermann Hesse’in yanında
yerini aldı en favorilerim arasında.
Hermann Hesse’in hikayelerindeki “büyünün” farklı bir
coğrafyaya uyarlanmış halini buldum Murakami’nin kitaplarında. Çok mutlu oldum!
Sidarta ile Hindistan’a gitmek istemiştim 13 yıl önce, şimdi koşa koşa Japonya’ya!
Kitapta anlatılan Japon karakterleri canlandırdım kafamda, kitaptaki
kahramanların dinledikleri müzikleri dinledim tekrar tekrar. Kitabı sadece
okumadım..merak ettim-okudum, okudum-şaşırdım, şaşırdım-hayran oldum, hayran
oldum-araştırdım, araştırdım-öğrendim kitabı okudukça.
Bu Eylül de şaşırtmadı beni huzur doldu, bana yeni
başlangıçlar sundu.