31 Ağustos 2011 Çarşamba

Mutluluk

Ne kadar da farkli tanimlari vardi mutlulugun. Kisiye gore farkliydi, zamana, yasa gore farkli. Bazen gun icinde ayni kisi icin bile degisebelirdi. Bazen sevgilinin bir mesaji mutlu ederdi bizi, bazen pantolon cebinde bulunan bir kagit para. Ama mutlak mutluluk vardi ki herkes erisemezdi ona. Kucuk mutluluklari yakalamak marifet, buyuk mutluluklar ise cogunlukla sans gerektirirdi. 

Su anda karsi komsumuzdan gelen ud sesleri buram buram mutluluk kokuyordu. Yasli komsularimiz Vahide teyze ile Ferit amca yakalamisti mutlak mutlulugu. Ne yalnizlik, ne hayirsiz evlat, ne saglik problemleri ile savasmak zorunda kalmislardi bu gune kadar..uzaktan gorunen buydu en azindan. Masallarin sonu bile "..ve sonsuza kadar mutlu yasadilar beraber" degil midir? Mutlak mutluluk hayati paylasacak, hayat gorusu ayni bir es bulup beraber yakalayacak kucuk mutluluklar bulmaktan ibaretti sanki. Nerde kalmistik..Vahide teyze ve Ferit amca..birinden biri "coluk cocuk ayak bagi olur hayati yasayamam" dememisti. Digeri " para lazim, parasiz mutluluk olmaz" diyerek hayati ertelememisti. Iste simdi, kendi yetistirdikleri evlatlari yanlarinda, bayram gunu, sazli sozlu "mutlak" bir mutlulugu,  kucuk bir mutluluk aninda paylasabiliyorlardi.

Evet, mutluluk kimine gore cok yer gormek, kimine gore en buyuk aski yakalamak, kimine gore zengin olmakti..ama gercekten mutlu ne zaman olacaklardi, kac yer gezip, kac kiside hayal kirikligi yasayip, kac para kazaninca tam anlamiyla mutlu olunurdu ki?? Bu saydiklarimdan hic birinin Vahide teyze ve Ferit amca kadar huzurlu yaslanabileceklerini dusunmuyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder