Sokaktaki insanlar konuşur, ofistekiler konuşur, yorumcular konuşur, yandaşlar konuşur, muhalifler konuşur..herkes konuşur da konuşur. Kimse ne yapacağını bilemez. Çözüm üretmesini bekledikleriniz çıkarlarını en çok nasıl koruyacaklarını düşünerek adım atar ve bu iki yüzlülüğün bariz olduğunun anlaşılmasını umursamazlar bile. Sen hala için yana yana konuşmaktan, boş yorumlar yapmaktan başka ne gelir elden diye düşünürsün. İçin dolar dolar dolar ve bir maden işçisi yakınının tekmelendiğini duyduğunda taşar. Öfkeyle, dilinde en ağır beddualarla hüngür hüngür ağlarsın..En azından yazayım dersin. Yazayım da bir bakış açısı daha kayıtlara geçsin, politik nedenlerle, hırsla kirlenmemiş objektif bir kalemden daha geleceğe belge olsun bu yaşananlar dersin.
Sinsi bir düzenin etrafını bir sis bulutu gibi sardığını hissedersin. Plazada çalışan kendi halinde bir vatandaşsındır ama tek bir hareketin ve tek bir sözünle terörist ilan edilebilecek şekilde oluşturulmakta olan bir düzenin. Haksızlığa karşı bağırırsın ama sesin çıkmaz, aynı kabus gördüğünde hissettiğin gibi hissedersin, koşarsın ama aynı yerdesindir sanki.
Üstelik bu olaydan sadece gündeme düşecek kadar"sayıya" ulaşıldığı için haberdar olabilmişsindir. Ne acılar yaşanmaktadır kim bilir 2 kilometre ötende. Belki saati de 5 TL için canını başka şekilde veren bambaşka bir memleketlin vardır az ilerde. Ve sen bırak sıcak evine girmeyi, bugün yemek yerken bile utanırsın. Onlar bakar yerin altından şans eseri kurtulmuş bir canı öylesine izlerken. Yere düşen insan gördüğünde bile gayri ihtiyari bir oraya doğru yönelirsin elini uzatmak için. Onlar sadece bakar hem oraya gitmeye lutfetmişlerdir zaten daha ne yapsınlar!?
Allah'tan, her neye ve kime inanıyorsan ondan yardım istersin. "Ne olur" dersin "ne olur bu yaşananlara dayanacak sabır ver herkese, ya da olanları değiştirebilecek güç ver" dersin. Adaletin bir şekilde yerini bulacağını dilersin tüm kalbinle ve bir beddua daha savurursun yıllardır çıkarları için insan tekmeleyenlere.