5 Haziran 2012 Salı

Aşkın ömrü var, Sevgi sonsuz!



Aşka Veda’yı okuyorum bu aralar, Can Dündar’ın son kitabı. Güzel derlenmiş yazıları. İçinde herkesin kendi hayatından kesitler bulabileceği yazılar hepsi. Kitabı okurken kendi yaşadıklarımı ben de düşündüm sayfaların arasında.

Sevgi hariç, aşk dâhil her şeyin bir ömrü olduğunu biraz geç anlıyor insan ve her şeyi sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi yaşıyor. Sadece sevgi sonsuza kadar sürüyor. O yüzden kimse “sana sonsuza kadar aşık olacağım” demiyor da “seni sonsuza kadar seveceğim” diyor. O yüzden önemli kime “seni seviyorum” dediğiniz. Öyle bir söz vermek ki o, yollar ayrılmışsa bile onun iyiliğini isteyebilmeli insan. O yüzden belki de yalnızca aile ve aile gibi sevdiklerimize seni seviyorum demeli.

Sevmenin öyle birden bire içimizde beliren sonra yok olan bir duygu olmadığını anladığımızda gerçekten seviyoruz biz. Sevgi o kadar çok duygunun bir arada yaşanmasıyla oluşuyor ki, duruma göre paylaşımla, anlayışla, emekle, saygıyla, şefkatle, empatiyle, fedakarlıkla büyüyüp besleniyor içimizde. Gurur onu yok ediyor, güvensizlik yaralıyor. Sevgi birden bire içinize doğmuyor. Bazen belki de çoğu zaman biz kendimiz sevmeye karar verince seviliyor karşıdaki. O kararı gerçekten iyi vermek gerekiyor. Çünkü insanı aşk acısı değil sevgi acısı yaralıyor.

Çok eskiden okuduğum, değerini yeni yeni anladığım ve deneyimlemeye başladığım Sevme Sanatı kitabında aslında sevginin en güzel tanımını Erich Fromm yapıyor: “bir şeyler yüzünden” değil “her şeye rağmen” sevmek gerçek sevgidir!

Aşka Veda’da da günümüzde genelde geçici duygularla hareket edildiğinden dem vuruluyor. Yaşananlar zamanımızda bu nedenle çok iz bırakmıyor; ilişkiler, arkadaşlıklar, evlilikler hatta yaptığımız iş bile bu yüzden kalıcı olmuyor.

Kitabı okurken kimi, neyi, neden ve nasıl sevdiğimi düşündüm daha çok ben de; hatalarımın, üzüntülerimin, mutlu zamanlarımın nedenini sorguladım. Siz de okuyun derim ve sevmeye karar verin ve kimi ve neyi seveceğinize çok çok özen gösterin. Sevgiyle kalın..

Günün sözü Erich Fromm "Sevme Sanatı"ndan gelsin o zaman:

Sevgi öncelikle belli bir insana bağlılık değildir, bir tutumdur; insanın sadece tek bir sevgi "nesnesine" değil, bir bütün olarak dünyaya bağlılığını belirleyen bir kişilik yapısıdır.